Osmanlı Vakıfları ve borçlar meselesi.. Kıymetli okurlarımız! Peygamberimiz şöyle buyurur: bildiği bir konu birine sorulur da söylemez ise o bilgi kıyamette kişiye ateşten gem olur. Osmanlı borçları meselesi ha bire temcit pilavı

Değerli dostlarım bugün sizlere bir İsrail gazetesinde çıkan yazıyı aktarmak istiyorum. Gazete: Jerusalem Post- İsrail “Erdoğan’ın gerçek hedefi Yunanistan’da yaygara çıkartıp dikkati gereksiz şekilde onların üstüne çekmek. Ancak Erdoğan’ın gözü doğuda. Milli

Kıymetli okurlarımız, Osmanlıda 65.000 vakıf vardı. Arşivler açıldıkça bu sayının 100.000 olması bekleniyor. Vakıf, dernek ve cemaatler meselesinde zaman zaman ikazlar yapıyoruz. Maalesef haklı çıkıyoruz. Bu da uykularımızı kaçırmaya yetiyor. İlk ayet

Kıymetli okurlarımız! Türkiye olan bitene sessiz kalamayacağı noktaya geldi. Felek, kelimesinin bir mânâsı; dönen daire, demektir. ABD, dünyanın en büyük örgütlerinin yönetim savaş alanı dense yeridir. Osmanlı ABD ile ilişkilere önem vermiştir.

Değerli dostlarım, Şan, şeref dolu tarihimizin her bir sayfasında bir başka kahraman, bir başka kahramanlık vardır. Eğer tarihimizi baz alarak şan, şeref ve kahramanlıklar takvimi oluşturmaya kalksak 365 günün her gününe bir

Değerli dostlarım, Başkanın müjde haberi üzerine iki günlük bir bekleyişten sonra ülkemizin adını tarihe altın sayfalarla yazdıracak bir haberle daha sevindik. Bu günleri gösteren Allah’a hamd olsun. Devlet Başkanımız müjdeyi şu cümlelerle

Değerli dostlarım, Ülke olarak bulunduğumuz konum itibariyle iç ve dış siyasi gündemimizin sükunet bulmasının imkansız olduğu topraklarda yaşıyoruz. Beyrut’taki büyük patlamanın ardından devletimiz bir yandan komşunun yaralarını sarmaya çalışırken, bir yandan Mısır-Yunanistan

Kıymetli okurlarımız, Sayın Muharrem İnce yeni bir siyasi yolculuğa çıkıyor. Siyaset, kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüde ateşten gömlek ile yürüme sanatıdır. İnsanların fikirleri farklı olsa da (ki olabilir) ortak noktaları olduğuna

Değerli dostlarım, kıymetli okurlarım. Dün gece Ortadoğu’da, yanı başımızda Beyrut’ta yaşanan elim hadiseyle bir kere derinden yaralandık. Bir şehrin, bir tarihin, insanlığın yok oluşuna kederle şahitlik ettik. Masum insanlar vardı, çocuklar vardı,

Kıymetli okurlarımız!.. Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Ha bugün ha yarın, belki başka baharlara kaldı, biz de görebilecek miyiz acaba… derken Ayasofya’mıza kavuştuk. Vuslata erdik çok şükür. Cenab-ı Allah